19 Haziran 2009 Cuma

GO TO TATİL


9 ay boyunca ders,toz,duman,internet,araba,bisiklet,televizyon,radyo,sınav

bünye bu kardeşim bir ay daha kaldıramam bu yaşam tarzını. biraz kafa dağıtmalıyım kendime gelmeliyim. hazırlıklarımı yaptım bir tane bavulla çıkıyorum tatile.
Dünyanın en güzel köyüne gidiyorum,. elektirik 2 haftada bir gelir, televizyon var ama izleyecek kanal yok. gazete yok mizah dergisi yok,.bir tek götürdüğüm kitaplar var okunacak.,şelaleler, dağlar, ovalar, yılanlar, inekler, köpekler, öküzler var. Yılan avlamayı çok severim,. kafasını parçaladıktan sonra kıvranışı büyük haz verir.

Malesef Telefonumu götüreceğim. Hem fotoğraf çekmek için hemde Müzik dinlemek için.

Yukarıdaki fotoğraf bizzat telefonumun kalitesini ürünüdür.

Köyde günlük tutacağım ne yazdıysam hepisini :) dönüşte burada ölümsüzleştirecem.

Gitmeden önce yapacağım bir şey daha var. 4 senelik klavyemi parçalayacağım.
2 gündür kan kusturdu. Yazdıklarımı düzenlemek zorundayım. Düzenlemediğimi varsayalım.
---
o zamnam okumnası olamnaksız vbir 3yadzı halimne geiyor mnaladımnızı?
yetti beee

SDLjkjhMN6 MN MN6J89U319 Y7687456DFSGAGSGDKLJKAK;:?;:?^;:2AKHFAVBVB
amanmnıı siskdifjaim

8 Haziran 2009 Pazartesi

Başlık YOK


7 Hafta oldu dile kolay :) 7 haftaaa.
Mahalle maçlarında yenilgi yüzü görmedik.
7 kişi sahaya çıktık. Her biri bir denklem,bir atom çekirdeği :)
Maç güzel geçti. Rakip fena değildi.
Perşembe,Cuma ve Pazartesi 3 gündür Okula gitmiyorum. Karne günü yaklaşıyor. Teşekkür belgesi veya onur belgesi %100 alıyorum :) evde çok teşekkür ve takdir belgesi var. Ama onur belgem yok :(


Arkadaşlarım bir hafta boyunca telefonumu hiç susturmadılar.
-Hadi havuza gidelim.
-Gel denize girelim.
-Piknik yapalım.
İyi güzelde biri bana demez.
-Gel sergiye gidelim
-müzeye gidelim
- Şu yazara kitap imzalatalım.

Yok anasını satim. Bende dahil olmaz üzere gençlik hapı yutmuş :) Öyle bir hap ki tesiri atom bombasından daha kuvvetli.
***
Arkadaşlarımla sadece futbol maçlarında buluşurum. Bazend e Geceleri sokaklarda dolaşırız.Havalar oldukça sıcak. Bunaltıcı bir hava. Millet kendini sokağa atmış. Başı çekiyorum. Elimde sigaram karanlıklara dalıyorum. gündüzleri piyasada yoğum :) Kol kola giren kızları seyrediyorum.(görüntü berbat) bize iş olmaya çalışıyorlarmış. Sıkı bir dostum söyledi :)
-Bak bu kız sana iş :)
Bende o kadar yakışıklıyım ki :))) kimseye yüz vermem.
***
Bu yazdıklarımdan hiçbirşey anlamadım.
Nüfusu 12 Milyonluk bu şehirde yalnızlık duygusu artık çok normal...
Lan bir tane kafa dengi olmaz mı ?

TEVFİK FİKRET'in dediği gibi
Örtün, evet, ey felâket sahnesi... Örtün artık ey şehir; Örtün, ve sonsuz uyu, ey dünyanın koca kahpesi!

10 Mayıs 2009 Pazar

Veli Toplantısı

Matematik dersinin 2. sınavında düşük not aldım. Sınav kağıdına bakma isteğim reddedildi.Bende dilekçe yazdım. Cuma günü oldu bu olay. Cumartesi veli toplantısı vardı. Bir öğretmene dilekçe yazdığım için bana karşı tüm hocalar cephe açmış. Velime özür dilemem için uyarı yapmışlar. Toplantıdan dönen annem matematik öğretmeninden pazartesi özür dileyeceksin dedi. Kim ben Mİ? Suçum ne ? Özür dilemeyi gerektirecek ne yaptım ? Bu durumda özür dilemek asillik değil acizlik olur.
***
Ben özür dilersem ve derse katılırsam bana yüksek sözlü notu verecekmiş. Ama ben bu dönem kendime bir söz verdim. Matematik öğretmenini dinlemeden dersi geçeceğim. Gerekirse saatlerce Matematik çalışırım. Tam öss maratonunda uğraştığım şeylere bak ;)

16 Nisan 2009 Perşembe

Matematik dersi - Öğretmem


Uzun zamandır öğretmenlerimin istediği gibi koyun moduna girmiştim. Atatürk demiş ki : Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister. Ben öğretmenlerimi Ataya şikayet ediyorum.
***
Perşembe sabahı her zamanki heyecanımla okulun yolunu tutmuşum. İlk ders Matematik. Matematik dersini dinlemem o zaman zarfında - kitap,müzik,resim - gibi güzel sanatlara merakımı gideririm. Öğretmen dediğimiz aptal kadın ruhsuz bir şekilde dersi anlatmakta. Sert kaçacak ama bana göre bu kadın cinsel sorunlarından doğan(tatmin,doyumsuz zevk doruğu) ve hayata küsmesine neden olan çekirdek kabuğunu doldurmayacak sebepler yüzünden öğrencilere geberik vaziyette ders anlatır. ANnlayan yoktur. Anladım diyen yılışık çoktur.
***
Tahtada bir soru duruyor cevabını bilmiyorum. Yeni bir özellik işlendi, soruda onunla alakalı. Ben o özelliği ders bitince öğrenecektim.
.... kAlk soruyu yap dedi.
Ben: Bu soruyu yapamam. dedim
Sözde ve evrakta Öğretmen gözüken: sözlün 0 (sıfır) O ZAMAN dedi.
Bende hocam bu kaçıncı sözlü notu 4 tane sıfır oldu en fazla 3 hakkınız var dedim. Aptal yaratık ben onların geometrik dizilerini alırım öyle kullanırım dedi ''espri anlayışı''
***
Soruyu sınıfta ancak 2 kişi yapabilir 30 kişilik sınıf düşünün. Bir kız arkadaşımı kaldırdı. Betül bu soruyu yapamadı. Öğretmen otur kızım demez mi :D Benim tepemin tası atacak :) atttıyor ahanda attı.
-hOcam Betül'e 100 mü verdiniz dedim.
Önce sustu. Yasin arkadaşım hocaya
- Bu haksızlıktır diye çıkışınca öğretmen kuduz köpek gibi üstümüze saldıracağının ilk sinyalini verdi(Öğretmen,köpek, kuduz kelimelerini aynı cümlede kullanmak beni rahatsz ediyor)
***
Sen kim oluyorsunda benim öğretmenliğimi eleştiriyorsun dedi. Yasin birkaç anlamlı cümle kurdu. Öğretmen olacak it bu kez Yasin'e yobaz dedi. Bu laf canımı çok sıktı.
dedim ki sizin karşında koyun mu var~ sizin karşınızda öğrenci var. Biz öğrenciyiz bal gibide eleştiririz. Bana dediği cümle şu sen öğrencimisin git aynaya bak. O ara üstümde sabahları çok soğuk olduğu için giydiğim hırka vardı. bende dedim ki hocam ne zamandan beri gençlerin öğrenci olduğu ayna yardımıyla tespit ediliyor. İçimden dedim ki siz tespit şeklinizi üzerinde deneseniz acaba mesleğiniz ne olurdu(hayat kadını dahil)
***
ZİL ÇALAR
Çıkmadan önce son sözlerini söyler siz ikiniz varya dersimi çaldınız haram olsun size. Bizim cevap vermemize fırsat tanımadan kapıyı çarptı gitti bende onun yüzüne şunu söylemek isterdim aldığın kirli aylıkların helal olduğunu düşünüyorsan si.mizde değilsin.
NOT: 30 Kişilik sınıfta 1 kişi 82 aldı. Yasin 68 Ben 60 2 kişide 45 ve 55 arası not aldı. Sınıfın geri kalanı 25-0 arası not alırken bunların 14 ü 02 aldı.
***
Mustafa Kemal ATATÜRK
demiştir

Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.

Öğretmenler; Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesli sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin beceriniz ve fedakarlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir... Sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır.

10 Nisan 2009 Cuma

İstanbul'da saatlerce yürümek


Yukarıdaki haritayı özetlersem... Ev yazan yer bizim kitap almak için yola çıktığımız nokta... Kitapçı yazan yer ise sipariş ettiğim kitabı(Karl Marx - ... ...) almak için ulaşmam gereken nokta.Buraya kadar herşey normal. takii geri dönüş fikrinin arkadaşım Uğur'un ağzından çıkması. Bu demez mi bana .... gel ne otobüse binelim ne minibüse yürüyerek gidelim eve. Hem ondan önce bir arkadaşa uğramış olurum. dedi. Bende seni kıracağıma kafamı kırarım cinsinden teklifini kabul ettim.
***
Haritada arkadaşımın yönlendirdiği yöne doğru gidiyorum oraları daha önceden bilmişliği var ama yönlendirmeye devam ediyor noktasına ulaşınca kafam karıştı nerede olduğumuz hakkında en ufak bilgi yoktu. Uğur ise bana sürekli, bak bu okulun adını biliyormusun? halen hatırlamadın mı? 15 dakikaya evdeyiz? sağdan mı gidelim? soldan mı? gibisinden sorular soruyor. Kendime şimdi çok kızıyorum bu soruları sorduğu zaman yolu kaybettiğini anlamalıydım.
***
Uğur:Sana bişey sölicem. Söyleeee. Taksi çağıralım binip gidelim. Ben sinirlenmeye başlamıştım. Oğlum yolu bilmiyormusun ? Uğur:biliyorum ama şu tepelik beni yanılttı. Yanlış yere gitdim karıştırdım. Unutmuşum bu yolları dedi.
***
Haritadaki İpleri elime aldığım noktasına gelmeden önce oradaki bir sokakta uğur bana devretti yol bulma işini... Ben geceleri çimlere yaslanırken gökyüzüne bakar elimdeki sigarayı yakardım. Ay ışığına odaklanır onu kelebeğe çevirmeye çalışırdım. Ayın yönü çok ters gelmişti. Uğur galiba yolu buldum dedi ters yöne yönlendirecekti ki Avrupa konutlarını hislerimin yardımıyla yürüdüğüm yolun bayağı bir uzağında görmüştüm
***
Karanlıkta yürüyoruz.cips,çikolata,sigara ihtiyaçlarımızdır gideriyoruz. Otobüs yok, Taksi Yok, Minibüslerdeki yazı uzakları işaret ediyor. yürüyoruz Avrupa konutlarına doğru şimdi gözden kayboldular ama önümüzdeler köprüye geldik utancından kimseye yoluda sormadı uğur :D
***
Saat: 20:00 de yola çıktık eve 22:30 da vardık.
Peki gittiğimiz yerlerde neler gördük. İşte birkaçı, gogıl eart pırogragramından ancak gündüz çekilen fotografları bulabildim. siz geceleyin :)


2 Nisan 2009 Perşembe

Can Yücel Bizim Deniz - Matematik Sınavı KAÇIŞ

Bugün Matematik sınavı vardı. Bu hafta ders çalışmaya az zaman ayırdığım için çok zamanda az iş yapmış oldum. 2 Hafta önceden belirlenen sınava çalışmadığımı ve düşük not alacağımı bu sabah anlamıştım. Beni şiire sürükleyen Matematik öğretmenimle hesaplaşmam gerekiyordu. Derslerde onu dinlemiyor, sorduğu soruları cevaplamıyor ve sürekli konuşuyordum. Benden memnun olmayan tek öğretmen sayılır Din Kültür ve Ahlak bilgisi hocasını saymazsak. Mat. Öğrt. nim dersimden geçemeyeceksin dedi. Ama beni tanımıyor ucube :0

***
Aklıma çok iyi bir fikir geldi. Aşı olmaktan son anda kurtulmuştum ve aşı olmak için bugün sağlık ocağına gittim biz aşı yapamayız okuluna yakın sağlık ocağına git dediler Babamla konuştum rapor/izin işini hallettim. Büyük ihtimal sınav haftaya olacak. Matematik öğretmenim başımda akbaba gibi bekleyecek ama onlarca saat beni bekliyor bol bol Mat. çalışacağım yüksek not alınca yüzündeki iblis ifadenin kuduzlaşmış versiyonunu görmek hoşuma gidecek.

***
Neden Can Yücel Resmi Koydum Ki

en uzun koşuysa elbet türkiyede de devrim,
o, onun en güzel yüz metresini koştu
en sekmez lüverin namlusundan fırlayarak...
en hızlısıydı hepimizin,
en önce göğüsledi ipi...

acıyorsam sana anam avradım olsun,
ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!

bugün defalarca dinledim.

can yücel'in kendi sesinden dinleyince daha bir anlamlı gelen şiir.

http://www.youtube.com/watch?v=56bnf53M8js

22 Mart 2009 Pazar

KOSKOCAMAN BİR HAFTA

Bu hafta benim için çok önemli sayılır. Sebep mi ? Keş olmuşum haberim yok . Her gece, saatlerce duman altı - elmalı nargileler, peşinden yakılan sigaralar- ortam bu.
Bir hafta 7 gün, 1 Gün 24 saat(19:00-22:00) günde 3 saat dumanla sevişiyorum :D Haftada 7*3=21 heralde ...ama bu gün sayılmaz 3 saat çıkaralım 18.
evet 18 saat yaklaşık 1 gün -sadece Dumanla -aramızda kimse yok. Oysa ben daha düne kadar sigara nedir bilmezdim. Nargileyi ağızıma süremezdim. Nazar Nazar Nazar İşte...
***
Bu gün her zaman olduğu gibi izlediğim film Cd'lerinden bir tanesini kapıp(bilgisayara yüklemek şartıyla) değiştirmeye gittim(takas) Filmin adı KATLİAM.Ben beğenmedim yok aslında beğendim özetle fena değil.
***
Filmi seyretmişim uzanmışım yatağa kitap okuyacağım zil çalmaz mı ? Çıktım bal-kona baktım gökte bir uçak bol yıldız bol çelik bol insan :))))
Yerde bizim Uğur kaba takındığı tavrıyla
-oğlum MAÇÇ var in aşağı bekliom
KAPTAN benim. Hemen hazırlandım yayını terkeden geri dönüşü ancak oyuncaklarda imkanı olan bir ok gibi sahaya fırladım.
***
Kadroyu Hazırlamak ve Mevkileri belirlemek benim işim. Kaleye B.... koydum Defans K.... M.... Orta saha G...... Forvet ben ve Uğur. Maç başladı rakip zayıf sayılır ama bir türlü oyunu kuramıyoruz. Bağırmalarım aciz ama ben azimliydim. Hiç öne geçemedik beraberliği yakalasakta bir türlü öne geçmek lüksü bize sunulmadı. 5 gol atmışımdır Uğur 6 gol attı. Maçın adamı Uğur sayılırdı. ama YENİLDİK 17-16 SON GOLÜMÜ SAYMADILAR. Sitem etsekte ince kaldı.

15 Mart 2009 Pazar

Bugün gönlümde bir başkalık var

Saat 19:30 yoldayız(Cumartesi) radyoda Orhan gencebay :) ''Bugün gönlümde bir başkalık var'' diyor. Düğün salonuna ha vardık ha varacağız karanlık çökmüş İstanbul'un karanlık sokaklarına pencerelerdeki karanlık ışık İstanbul gecesini daha da bir korkunç yapıyor. Ne diyorum ben geldik işte :D
---
Düğün salonuna ayağımı basar basmaz başlıyorum tanıdıklarla öpüşmeye. 7'den 70'e sahte gülücükler dağıtıyorum etrafa, sıkıntıdan neredeyse patlama noktasına ulaşacağım( patlama noktası ? :)

Gelinle damada(t yumuşuyor mu ?:) yakın olan masaya geçtik. Başımı öne eğdim telefonumla zamanı geçirmeye başladı. Küçük çocuklar yanıma yaklaştı bu kaçırılmaz bir fırsattı. Yeni arkadaşlarımla birlikte dakikaları toprağa gömüyordum ki Amcamın çocukları geldi kaptım yiğeni play station kapışmaya götürdüm.
***
Oyuna öyle dalmışım ki yiğenimin sorusunu tekrarlatmak zordunda kaldım. Yiğende beni kırarmı -yha .... o kadar kız var biz burada ne play station(pleysteşın) oynuyoruz kalk biraz kızlarla oyalanak. Cevap vermeden kalktım. Bizim düğün salonunda ki bütün güzel kızlar yakın akrabalarımız olduğu için ( damat tarafında kızlar var ama yiğen odun) diğer düğün salonuna çıktık. Karadenizlilerin düğünü vardı. Kız kardeşim almış arkadaşlarını yanına çıkmış elaalemin düğününde çifte telli oynuyor ama düğündeki insanlar inanılmaz sıcak.(o derece) Düğünlerde inanılmaz derecede sıkılan ben ilk defa başkasının düğün salonuna gidip kolbastı oynayanları seyrediyorum. Yiğenimin ısrarı aşırıya kaçınca onu kıramamıştım. Baktım bizim yiğende iş yok hadi inelim dedim saat 23:?? Yağmur yağıyor babam otoparktan arabayı getirecek kapının önüne çıktım tanımadığım ve bizim düğün salonunda olan kızın bana rahatsız edici bakışlarına maruz kaldım. Hiç oralı olmadım arabanın kapısını açtım keşke hanfendi eksozuna boğulsaydı :D Nazr değecek diye çok korkuyorum :D (Ciddiyim )

10 Mart 2009 Salı

Edebiyat ve Dil anlatım ~~ Tam benlik ödevler ;)

Yıllık ödevimi Dil ve Anlatım dersinden almıştım. Matematik ısrarı çaresiz ve zayıf bir hamleydi.
Aziz Nesin'in eserini az buçuk tiyatrodan bilirim ama ödev çok ilginç bu kitabı 1'den 50'ye kadar(sayfa) inceleyeceğim ve anlatım bozukluklarını bulacağım. Kitabı açınca bir sevindim görmeniz lazım ;) 16. sayfada esere giriş başlıyor :))) Öğretmenime şimdi söylersem sayfa sayısını yükseltecektir ama ödevi bitirip iade edersem süre dolmuş olacak ve bana işkence etmeyecektir UMARIM. Ödevi verdiği ilk gün öğretmenime çıkıştım - Hiç Aziz Nesin anlatım bozukluğu yapar mı ? dedim. Maksat ödevi değiştirmek ''değişen hiç-bir-şey olmasada''


***

Tek ödev Aziz Nesin olsa öpüp başıma koyacağım (2. defa) AMA benim canımm öğretmenim ödev vermeden bizi eve yollar mı ? Bir yazarın 3 tane köşe yazısını gazeteden makas yardımıyla kesip dosyaya sonra elde kalem yazarın üslubu, anlatım biçimi, dili,özellikleri (fıkra türü) vsvsvsvs.Ben gazeteleri arşivimden çıkardım ve gözüme kestirdiğim üç köşe yazısını kesip aldım(ONUNCU KÖY) Yetmez tabi elimde pilot kalemi kullanıyor (ben mi kalemi kullanıyorum yoksa pilot mu )ıyyy :D Başladım Bekir Çoşkun'u övmeye dili sadedir, yalındır, duygusaldır,kelime oyununda dehadır,samimi bir anlatım tarzı vardır,anlatım tekniklerini kulanmıştır yaz yaz bitmez.
Bakalım yarın
hangi arkadaşım
hangi gazetenin
hangi yazarını
hangi yazılarıyla
karşıma çıkacak. Acaba içlerinde İlhan selçuk'çular,Çölaşancılar,Nazlı ılıcakcıkcılar :D OLACAK MI?

8 Mart 2009 Pazar

Bu Cumartesi - sınav - kitap


Hafta içi kararlaştırmıştık. Cumartesi dersane sınavına hepimiz katılacaktık. Sabah arabayla dersanenin önüne geldik. Babamda dersanenin yolunu öğrenmiş oldu :( Sokaklarda,caddelerde miting afişleri parti amblemleri bayraklar cümle kurmaya bile değmez :D
***
Dersanenin bekleme odasında arkadaşlarımı bekledim. Kapıda belirdiklerinde üstümdeki sıkıntı tozlarını sirkeledim:D Bizler için hazırlanan sınıflara girdik yasinle yan yana otudum. Önümde neşet,eyüp arkamda seyhan-orhan ayrıca neşet önümüzde olsun diye kızların çantalarını(piyasada yoklar) izin almadan başka sıraya koyduk. geldiklerinde durumu izah etmeye çalıştık. Başarısız olduğumuz söylenemez ;))))
***
Bizlere dağıtılan ve optik olarak adlandırılan kağıt parçalarını öğretmen eşliğinde doldurduk. Dağıtılan kitapçıklarda sorular aynı fakat 1. kitapcıkdaki soru 2. kitapçıkda farklı bir sıraya yerleştirilmiş. (Kurnazlar ya) f. Büyük bir azimle soruları yanıtlarken kopya çekmenin zamanı gelmişti yasinin cevaplarından emin olduğu soruları bana dağıtılan kitapçıkta yerlerini tespit ettim ve işareti koydum (ne kaba)
***
Orhan ve seyhan sınavı anormal sürede bitirirken gözden kayboldular. Benle Yasin sınav bitince Gaziosmanpaşa'ya kitap almaya gittik. Aziz Nesin'in Yaşar ne Yaşar ne Yaşamaz kitabını yıllık ödev gereği aldım. Yasin ise Abdülhamit'in Kurtlar'la Dansı (Mustafa Armağan) adlı kitabı aldı. ve orada ayrıldık.(Köylü köyüne evli evine)
***
Yağan yağmur saçlarımı ve kıyafetimi kıskanmış olacak ki onları zor durumda bıraktı. Eve kendimi attığımda ilk işim duş almak oldu. Kıyafetleri kaloriferin üstüne koydum.
***
Ölümsüz olduğumu düşündüğüm için :D 50 yıl sonra bu yazıları okuyacağımdan emin olduğumu beyan ederek bugün bana ayrılan sürenin sonuna gelmiş bulunuyorum.
"iyi akşamlar türkiye. her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan!" derdi reha muhtar :D

4 Mart 2009 Çarşamba

sonunda sende düsüp gittin azrail in pesine !



Süssüz sözlerle bir insanı etkileyebilmek için Yusuf Hayaloğlu ilk tercihimdi.küçük bir çocukken tanıştım onun dizeleriyle. ismini bilmediğim ama ahmet kaya dinledikçe sevdiğim bir adammış. sonra büyüdüm. kimdir dedim bu sözlerin sahibi dertli ve isyankar adam. zaman geçti. güzel sesli adam gitti buralardan. gidişi ayrı koydu sebebi ayrı. "nalan" dedi "rıza" dedi güldürdü beni. ama çocukluğumun güzel sesli adamına isyankar dizeler yazan adam beni hep hüzünlendirdi. şimdi sen de gittin. çocukluğum...


***

"bu dünyada yerim yokmuş

keşke bir yalan olsaydım."

3 Mart 2009 Salı

habertürk van minut karikatür yepyeni gazete 01 Mart 2009



Van Minut T-Shirt bitti Şimdi de, HaberTürk Gazetesi Karikatürleri için Van Minut Köşesi açtı ;) İlk sayısını şöyle bir süzerken sağ alt köşedeki karikatür gözüme çarptı başbakan Tayep vardı. Gazete Tayep beyin medya baskısına değinmiş hatırlıyorum da bunların gazetelerini almayın (doğan) bunlar kartel medya :D ( o ne demekse ) dediğini. Konumuz bu değil.

***

Vanminut.blogspot.com

Bloğumun ismine bakarmısınız VAN MINUT ;))))

27 Şubat 2009 Cuma

Okulda savas bordeaux galatasaray maçı yağmur yağıyor


YAĞMUR KAÇAĞI
elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
***
geceleri bir çarpıntı duyarsan
telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylül'se ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
Atilla İlhan

***
Koskoca bir hafta geride kaldı. Okuldaki derslere genelde ilgisizdim bol bol test çözüyordum. Akşamları geç saatte kendimi sokaklara atmış olmamın verdiği hastalık halen devam ediyor. Salı sabahı farkına vardığım Grip :(
Peki gece geç saatlere kadar neden sokaklardayım ? Benim Canım arkadaşım Uğur ve Murat sigarayı benimle birlikte yakmaktan zevk alırlar. Sigara bağımlısı değilim ama... Unutmadan murat sevgilisi ile sokaklardan usul usul geçerken :D (genelde sigara içmek için kullandığımız güzergah) Muziplik yapıp bir dal sigarayı Murat'a uzatacaktım. Ama Murat'ın birtanesi onu alkolden ve Tütünden uzak biri olduğu düşündüğü için tehlikeyi farkettim.Buradaki amaç Murat'ı o yüz ifadesiyle oynamak :D
***
Dün akşam beni çağırdılar(arkadaşlar)onlara yalan söylemesi için annemi ikna ettim annem bolkona çıkar - Evde yok. Gitti :))) ama ne yapabilirim ki Duş almışım hastayım saat 21:00 Galatasaray ile meşgulüm. (4-3 bitti UEFA maçı Bordeaux'la ilk maç 0-0 bitmiş ama şimdi Ali sami yen'deyiz ve Yeni Teknik direktör bülent korkmaz ) Harry kewel bir gol attı ki yok böyle birşey hocam :))))
***
Okulda yine savaş var dı. Derste bizlere kağıt atan cam kenarı çocukları :)) ve bizimde duvar kenarı olarak karşılık vermemiz Öğretmenimizinde gözlerini tahtadan alamaması ve olaylara yanlış yorum getirmesi tenefüsde oluşacak büyük savaşın patlak vermesine zemin hazırladı. Yasin eline aldığı atkı ile kendini savunurken bende mustafa'dan gördüğüm defter(silah) stilini elime aldım.(yapımı 5 saniye sürüyor).
Savaş Başladı
Mustafa tek başına üzerimize gelince birkaç darbe alarak püskürtüldü. Ama Orhan'ın Eyüp'ün hatta yer yer seyhan ile ersoy'un Mustafa'ya destek vermesi bizim açımızdan kötü sonuçlara sebep oldu. Saldırıya geçmeleri hiçte hoş olmadı kızların çığlıkları ile kahkahaları karışmış kulaklarıma hasar verirken sınıftaki erkeklerin telefonlara sarılıp fotograf çekmeleri ise gözlerime zarar veriyordu. Motivasyon + kondisyon eksikliği pahalıya patladı sırayla beraber yere yuvarlandık çarpışma yerden kalkmamızla son buldu. Lavaboda kendimize çeki düzen verdik son ders başladı ~~ devam etti ~~ bitti.

vanminut t-shirt komik - Daha da olsa gelmem ( davos :)))


Bloğum İçin T-Shirt Yapmışlar :)))
Van minüt tişörtü yapılmış!
Nerde bu millet, nerde bu girişimciler, niyçün “ Vanminüt” tişörtleri yapılmaz bu memlekette, giyelim güzelleşelim, kurtarılmış haysiyetimizin hep beraber kutlamasını yapalım demiştim hatırlarsanız... Bazılarınız da nedendir bilinmez, pek kızmıştı... Nefis küfürnameler düzmüştü.. (Bkz: Kızınca daha bir güzel oluyorsun sevgilim..)Halbuki ben son derece iyi niyetliydim. Ama tabii tapınmak ile taşlamak arasında gidip gelen bir yapımız olduğu için, iyi niyetimi anlamakta zorlandı bazılarımız. Neyse. Diyeceğim şu: Nihayet bir gencimiz “ van minüt” tişörlerinden yapmış! (Yeşeeee...) “ Vanminüt.. Daha da olsa gelmem” yazıyor. Yazının üstünde de bir el.. Ki o el, ah o el... Yaktı koca zirveyi.. Fotoğrafta gördüğünüz gibi gayet de şık olmuş. Kırmızısı var, siyahı var, turuncusu var, mavisi var... Tanesi 10 lira. Satış internet üzerinden.( www.vanminut.com (blogspot) adresine girin, sizi gittigidiyor.com adresine yönlendirecektir. (Yamuk yok merak etmeyin.)Bana tesadüfen bir okurum haber verdi. Görür görmek ısmarladım iki tane. Manita Bey ile bütün yaz dolaşacağız “ van minüt” “ van minüt” diye. Paramı ödeyip ısmarladıktan sonra (bunu özellikle yazıyorum, “ bedava yiyip içip yazıyorsun, Hıncal Uluç kesildin başımıza” diyenler utansın diye) tişörtleri yapan kişiyle yazışmaya başladık. Yüksek lisansını da yapmış tarih mezunu bir gençmiş meğer. Yeni mezun, henüz işi yokmuş ama girişimcilik ruhuyla dolup taşıyor gördüğünüz gibi. Destek olalım, daha nice güzel tişörtlere vesile olalım arkadaşlar! (Bkz: Yaratıcı ol, ciğerimi ye!)
MUTLU TÖNBEKİCİ(VATAN)

23 Şubat 2009 Pazartesi

23 Şubat - Okuldayım - Kar Topu


Sabahın Körü ;)
Alarm zırrrrrrrr zırr zırrrr ve ben fırlıyorum günün en önemli öğünü olan kahvaltımı sonlandırırken arkadaşım mesut'u çağırıyorum. Babam arabanın içinde bizleri bekliyor. Fazla beklemesi imkansız biraz sinirlidir kendisi. Okulumun olduğu yere ulaşınca kar yağışı sınıfa koşmam için bana yardımcı oldu(lapa lapa) Sınıfa girdim herkese günaydın :D
Duvar kenarı vs Cam kenarı (II.KAR TOPU SAVAŞI)
Herşey son dersin bitişiyle başladı. Arkadaşım olan Yasin çıkışta büyük bir savaşın belireceği konusunda bana ajanlık yaptı. Meğer orhan,seyhan,ersoy,mustafa ve eyüp savaşa müsait olan bu ortama önceden hazırlık yapmışlar ve çıkışta sınıftaki masun sivil halkı hedef alacaklarmış. Ben ve Yasin onlardan önce davrandık hızla merdivenleri inerken çıkış kapısına ulaştık. Karın yoğun olduğu bölgeye geldik çantalarımızı güvenli bir yere koyduktan sonra kar toplarını büyük ustalıkla hazırladık.
***
Bir kaç dakika sonra düşman kapıda belirdi. Cam kenarı müttefikleri hızla çeşitli yerlere dağılarak silahlarını hazırlamaya çalıştılar fırsat vermeden taarruza geçtik eyüp'ü çeşitli yerlerinden vurdum yasin o ara ersoy ve seyhanla uğraşıyordu mustafa bizim tarafa geçti dahada güçlendik kaçmaya başladılar seyhanı tabiri caizse mermi manyağı yaptık okulun büyük kapısının önünde tekrar toplanan cam kenarı müttefikleri beni ve arkadaşımı yaraladı hem kaçıyor hemde silah arıyordum arabanın üstündeki kar yardımıma yetişti 2 atışla düşmanı püskürttük yasin ve mustafa evin yolunu tuttular bende dolmuşun yanına gittim
***
En çok sevdiğim arkadaşlarımdan sadece bir tanesi olan Gamze dolmuşu bekliyordu beni görünce şaşırdı ne olmuş sana dedi atkısını önerdi kabul etmedim GERÇEK BİR SAVAŞÇIYIM :D Eyüp'ü vurduğumu gururla anlatıyordum ki ersoy pis kahkahaları ve elinde buzu andıran kar topuyla(kar topundan ziyade kocaman bir taşa benziyordu) peşime düştü elimdeki çantanın verdiği rahatsızlık nedeniyle bana yetişti ve kafamda patlattı geri çekildi üstüne gittim silahımı hazırlamak üzereyken kaybolduğunu gördüm su uyur düşman uyumazmış :D
ve GAMZE HALEN GÜLÜYOR :(

21 Şubat 2009 Cumartesi

ilk blog ilk yazı


An itibariyle bloğumu hazırlamış ve ilk yazımı yazmış bulunuyorum. Bu zamana kadar pek çok blog takip ettim ve hala ediyorum. Sanırım artık kendi bloğumu hazırlamanın vakti geldi :)
ÇALINTI
Ben açmış olduğum bu blogta ne yazacağıma henüz karar veremedim. Aklıma ne geliyorsa yazacağım kardeşim ;) sansasyonel haberlerden tut gidebildiği yere kadar herşeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
***
Bloğumu başkalarının okuması benim için çok çok önemli değil. Bu bloğu açmamda baskın olan düşünce 10 sene sonrasını ve 10 sene öncesini görebilmek. 5 de olabilir 3de 2 kurtarmaz :D (Görüldüğü gibi iğrenç espriler bende)
***
Kendimi özetleyecek olursam
-17 yaşındayım. Aslen sivaslıyım. İstanbul'da yaşıyorum. Tuttuğum takım Galatasaray antifenerbahçeliyim. 3 dil biliyorum(derdimi anlatacak kadar :) Türkçe dahil. Televizyonda belgesel,Futbol müsabakaları,haber,bir tane dizi(AvrupaYakası) takip ederim. Sinemaya giderim ama tiyatro bana göre değil. Kitap okumayı çok severim.
---
Kendimi özetlemem bile klavye tuşlarını zor durumda bırakıyor. Bu kadar yeter şimdi reklamlar(ıyyy:) Günler, haftalar,aylar hatta yıllar birbirini takip ettikçe hem bloğumu okuyan kişiler hemde ben nasıl bir yaratık olduğumu öğrenecek(ben keşfedeceğim :)